Röportaj - 28 Şubat

Şevket kazan ile röportaj


28 Şubatın planlanma ve uygulanma döneminde dış güçlerin ve özellikle ABDnin meseleye dahli ne ölçüdedir?

Bizim Mustafa Tahan kardeşimiz Erbakan Hocaya Refah-yol döneminde Amerikada Makovskinin yazmış olduğu birtakım makaleleri almış getirmiş. Bunlar tercüme edildi. 7 tane makale. Bunlardan bir tanesi 18 Temmuz 1996 sempozyumu ile alakalı. Refah-yol hükümeti olarak 8 Temmuz 1996da güvenoyu almışız. Bizim güvenoyu almamızdan on gün sonra 18 Temmuz 1996da Washington Enstitüsünde Makovski ve Ian Lesserin iştirakiyle bir toplantı düzenleniyor.Toplantının konusu "Erbakanın başbakanlığında Türkiye nereye gider?". Bu toplantıda Ian Lesser söz alıyor diyor ki; " Türkiyede Erbakanın başbakan olması Amerikanın da İsrailinde aleyhinedir; onun için en kısa zamanda Erbakanın hükümetten bertaraf edilmesi lazım." Bertaraf edilmesi için orada iki plan öne sürülüyor. Planlardan bir tanesi Erbakanı hükümette başarısız kılmak buna “İslamın başarısızlaştırılma projesi” diyorlar. Bu plan tutmazsa B planını düşünüyorlar. İkinci planda diyorlar ki; Erbakan 70 yaşındadır bu partinin içerisinde gençler var. Bu gençleri derleyerek, toparlayarak Erbakana karşı parti içerisinde bir yenilikçi hareket meydana getirilmeli ve bu defa bu proje uygulanmalı diyorlar. 

            Sayın Bakanım, peki çok tartışılan MGK kararları ve Erbakanın imzası hakkında neler söyleyebilir siniz?
Efendim 28 Şubat kararları 18 madde Erbakan da imzalamış diyorlar. Bizde diyoruz ki, "Hayır 28 Şubat kararları 18 madde değil 4 maddedir. 18 madde Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından imzalanmış gönderilmiş ayrı bir metindir. Karara baktığınız zaman ne görüyorsunuz; 4 madde ve altında imzalar. Peki birde 18 madde var. Onun altındaki imza kimin; İlhan Kılıç, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri. Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında ne olur? Toplantı başlar, istihbarat raporları okunur. Ondan sonra da bu raporlarla ilgili teklifler yapılır. Milli Güvenlik Kurulu kararı haline gelir.
O gün askerler burada, ekte gördüğünüz 18 maddenin Milli Güvenlik Kurulu kararı olması için bir teklifle gelmişler. Zaten Güven Erkaya da Ekim ayından beri şeriatı gündem maddesi yapalım diyordu. Müzakere başlayınca Güven Erkaya konuşuyor, diğer komutanlar da konuşuyor. Muhalefet eden yok. Demirelde susuyor. DYPli bakanlar susuyor. Yapılan konuşmalarda itham altında kalan hep Erbakan Hoca. Erbakan Hocamızı tanırsınız konuşur ama en son konuşur. Böyle beş-altı saat devam ettikten, bunlar karar haline getirilsin denildikten sonra Erbakan Hoca Cumhurbaşkanının önündeki Anayasayı müsaade isteyerek alıyor ve diyor ki; "Bakın arkadaşlar buraya bir teklif getirdiniz 18 maddelik. Bu teklifin Anayasa karşısında durumu nedir? Önce bunu düşünmemiz lazım. Bu Anayasanın laiklik prensibi varsa bu Anayasanın 2.maddesinde çok önemli başka prensipler daha var. Toplumun huzuru, adalet anlayışı, insan haklarına saygı bunlarda 2. maddenin fevkalade önemli unsurları. Siz insan haklarını bir kenara iterek toplumun huzurunu bir kenara iterek böyle bir kararın bu millete dayatılmasını isteyemezsiniz. Peki şimdi ne olacak bu teklif edilen metni Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri alsın Milli Güvenlik Kuruluna götürsün orada hukukçular, hukuk müşavirlerine bunu inceletsin Anayasaya uygun olanlar ile olmayanlar birbirinden ayrılsın sonra getirilsin görüşelim" diyor. Tabii Cumhurbaşkanı devreye giriyor; "Efendim Mili Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği´nin hukuk müşavirleri yok ki onlar bu incelemeyi yapmaları mümkün değil." diyor. Erbakan Hoca; "O zaman tartışmaya - saat gecenin 11i olmuş - devam edelim" diyor. Demirel; "Hayır efendim devam edemeyiz. Cumhurbaşkanlığının kapısında bütün canlı yayın arabaları bekliyor basın karşısında güç duruma düşeriz o nedenle başka bir formül… Nedir formül? Bu 18 maddeyi Mili Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği hükümete göndersin başbakanlığın hukuk müşavirleri var incelesinler hangileri uygulanabilir hangileri uygulanamaz bu ayıklamayı hükümet yapsın" diyor ve böylece toplantı bitiyor. Erbakan Hoca 5 gün kararı imzalamıyor. En sonunda "bildiri metni ne ise onu imzalarım bu 18 maddeyi siz imzalayın arkadan gönderin biz inceleriz " diyor. İşte imzaladı denilen Milli Güvenlik Kurulu kararı 18 madde değil 4 maddedir. Biz kitabı yazarken imzaların olduğu fotokopiyi koyamadık nedeni o zaman gizli idi şimdi gizliliği kalmadı. Burada hepinizden ricam 4. maddenin (b) şıkkını dikkatli okumanızdır. Bakın ne deniyor; "2945 sayılı MGK Genel Sekreterliği Kanununun 8. maddesine uygun olarak MGK Güvenlik Kurulu tarafından ekte belirtilen tedbirler" deniliyor. Eğer bu MGK kararı ise neden altındaki imzalar üyelerin imzaları değil de genel sekreterin imzası? 

            O zaman muhterem Erbakanın bu maddeleri imzalaması hikayesi büyük bir tezvirat…
Elbette. Bu MGK kararının 4 maddeden ibaret olduğu açık seçik ortadadır. Erbakan Hocanın imzası 4 maddenin altınadır. 18 madde ise bu karara eklenmiştir. Ayrı gönderebilirdi ama eklemiş göndermiş ama eklerken de (b) şıkkı ilave edilmiş Genel Sekreterlik tarafından gönderildiği ifade edilmiş ve altındaki imza da genel sekreterin imzası.

Son Dakika Haberleri
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol