Allâh'dan Başkasını Dost Edinmek
Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:
"Zâlimlere meyletmeyiniz ki, cehennemi boylamayasiniz. Zaten Allah'dan baska yardimcilariniz yoktur. Sonra O'ndan yardim göremezsiniz."
(Hûd Sûre-i Celilesi. 113)
Bir tefsir âlimi yukardaki âyet hakkinda sunlari yaziyor, «Bütün dil âlimleri âyette gecen «rükün» kelimesinin azlık çokluk farkı söz konusu olmaksizin kayıtsız sartsız olarak «meyil ve sıgınma» mânâsina geldiginde görüsbirliği içindedirler.
Abdurrahman Zeyd. «Buradaki Ruk'un» yardakçilik etmektir. Bu da zâlimlerin küfrüne karsi ses çikarmamaktir» der.
Ikrime {R.A.) ise onlara meyil göstermeyin yasaginin «Onlar ile hiç bir sekilde isbirliği yapmayiniz» demek oldugunu belirtir.
Anlasiliyor ki âyetle umumî olarak müsriklerle fasik müslümanlara meyil etmek yasaklanmıştır.
Nisabûrî tefsirinde der ki, «muhakkikler bu âyette yasaklanan "meyil gösterme" nin «zalimlerin tutumundan memnun olma, onlarin yolunu baskalarina karsi övmek ve güzel göstermek ve onlarin her hangi bir haksiz davranisina ortak olmak» demek oldugunu belirtiyorlar.
Bu görüsü ileri sürenlere göre, her hangi bir zarari önlemek üzere veya geçici de olsa belirli bir yarar saglamak amaci ile zâlim yetkililere basvurmak âyette yasak olan «meyil göstermek» mefhûmuna girmez.
Nisabûrî diyor ki "Bence bu görüs, yasama ve ruhsat yoludur, zâlimlerin hepsi ile uzak kalmak iktiza eder, Allah (C.C) kuluna kâfi degilmidir?"
Ben de derim ki Nisaburi [r.a.) dogru söylemistir, zâlimlere meyletme maddesini kökünden kesmek evlâdir. Bu husus bu zamanlardaki kötülükten nehiy, iyilige emir mümkün olamiyor. Halbuki zâlimlere meyletmede nice aldanma ve aldatmalar vardir.
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— insan dostunun dinindendir. Buna göre herkes kimleri dost edindigine iyi baksin.»
Rivayet olunur ki Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyurmustur:
«— Iyi bir sohbet arkadasi misk saticisi gibidir, sana misk vermese bile üzerine kokusu bulasir. Kötü bir sohbet arkadasi körük çekene benzer, tutusturdugu ates seni yakmasa bile üzerine dumani bulasir.»
Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:
«— Allah'dan baskalarini dost edinenler, ağdan yuva yapan örümcek gibidirler. Oysa ki, eger bilseler, hiç süphesiz örümcek yuvasi yuvalarin en çürügüdür»
(Ankebût Sûre-i Celilesl - 41)
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Bir zengine zenginliginden dolayi saygi gösteren kimse dininin üçte birini kaybetmistir.»
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Fâsik övüldügü zaman Allah (C.C) gadaba gelir ve bu yüzden Arş titrer.»
Ulu Allah (C.C) buyuruyor ki:
"O gün biz herkesi teker teker imamı ile çağırırız. Kitabı sagdan verilenler yok mu? Onlar kitablarini okurlar ve en ufak bir haksizliga ugratilmadiklarini görürler»
(Isra Sûre-i Celilesi - 71)
Herkesin imâmı çagrildigi bildirilen yer. «Arasat» meydanidir. Tefsir âlimleri âyette «herkesin teker teker birlikte çagirilacagini» belirttigi "imam"`in ne mânaya geldigi hakkinda farkli görüsler ileri sürüyorlar.
Ibni Abbas (R.A.) ile ona katilanlarin görüsüne göre âyetteki "imâm", içinde herkesin amelleri yazili bulunan defterdir. Buna göre âyetten maksadin herkes defteri ile birlikte hesaplasmaya çagrilacagini belirtmektir. Kur'an'in su âyeti de bu görüsü desteklemektedir.
Ulu Allah (C.C) söyle buyuruyor:
«— Amel defterî sagindan verilenlere gelince onlar, «îste defterim, alin okuyun onu» derler. Buna karsilik defteri soldan verilenlere gelince onlar da «keske defterim bana verilmeseydi!» derler.»
(Hakka Sûre-i Celilesi. 19—25)
Ibni Zeyd (r.a.) der ki imâm gökten indirilen kitaptir. Buna göre insanlar. «Ey Incil Ümmeti». «Ey Tevrat Ümmeti» ve «Ey Kur'an Ümmeti» diye huzura çagirilacaklardir.
Mücahid ve Katade'ye (r.a.) göre "imâm" ümmetlerin peygamberleri demektir. Buna göre «Ibrahim (A.S)'e bagli olanlari getirin.» «Musa (A.S)'ya uyanlari getirin», «Isa (A.S)'ya uyanlari getirin» ve «Muhammed (S.A.S)'e uyanlari getirin» denilecektir.
Hz. Ali (r.a) buyurur ki; «Bu âyetteki "imâm", insan topluluklarinin her devirdeki imâmi demektir. Buna göre her asrin halki, emirlerini uygulayip yasaklarindan kaçindiklari önderle huzura, cagrilacakiardir.
ibni Ömer'in. rivayet ettigi sahih bir hadise göre Peygamberimiz (S.A.S.) söyle buyurmustur.
"Allah (C.C) Kiyamet günü bizden önce ve sonraki bütün insanlari bir araya topladigi zaman her gaddar namina bir sancak dikilerek» «bu adam falan falan kimselere haksizlik eden kisidir» diye ilân edilir.»
Bazi bakimlardan davranislari zulüm sifatini kazananlara belli belirsiz meyil göstermek, insani bu sekilde cehennemin atesine yakalanmaya sürüklüyorsa zulüm ve haksizligin içine batmis kimselere son derece meyletmek, onlarin çevresine katilmaya, yardakçilari olmaya can atmak, onlarla samimi ahbapliklar kurup kötülüklerinde davranis ortakliğına girismek, verdikleri nişan ve rütbeleri takinmaktan iftihar duymak, onlarin geçici saltanatinin parlaklığına kamaşan gözlerle bakmak, aslinda başak tanesinden daha dayaniksiz ve sivrisinek kanadindan daha güçsüz olduklari halde geçici olarak ellerinde bulunan ihtişama imrenmek, eger bütün bunlar, böylesine yürekten taraftar olmaktan ileri gelmiyorsa, bunlar hakkinda ne demeli |