Sabetaycı Tarikatlar

Özellikle, Bektaşilik, Mevlevîlik, Melamilik gibi tarikatlar içerisinde yer almaya başlarlar. 
Bunun ilk örnekleri, Üçüncü devre Melâmîliğinin kurucusu Şeyh Seyyid Muhammed Nûr El-Arabî’nin Mısır’da Ezher’de tahsilini tamamlamasının ardından Rumeli’den Yanya’ya göç etmesinden sonra görülmüştür.

Seyyid El-Hacc Muhammed Nûr El-Arabî, Aslen Kudüslü Seyyid İbrahîm’in oğlu olup, 1228 Hicri tarihinde Mısır’da Mahalletu’l-Kübra kasabasında doğmuştur. Ezher’de tahsilini tamamlamış ve Nakşibendi tarikatına girmiştir. Sonradan, Bugün Yunanistan’ın Arnavut bölgesinde kalan Yanya şehrine göçmüştür. Nakşibendî-Müceddidîliğin, Melâmiyye kolunu kurmuştur. Bunun dışında Muhammed Nûr El-‘Arabî, Halvetî Şa’bânî, Ekberî ve Uveysî silsilesine de sahip olmuştur. 19. yüzyılda Melamîliği tekrar canlandırmıştır. Bir çok ünlü halifesi vardır. Fatih türbedârı ‘Amiş Efendi, Tibyânu’l-Vesâil sahibi Harîrîzâde Kemaleddîn Efendi bunlar meyanındadır. Yanya’dan sonra Selânîk ve Üsküp’te ikâmet eden Muhammed Nûr El-‘Arabî son olarak Ustrumca’da ikamet etmiş ve 29 Cemaziyelahir 1305 tarihinde burada vefat ederek, vefat ettiği odada gömülmüştür. Tasavvufta Melâmet ve Vahdet-i Vücud ekolüne bağlı olan, Nûr El-‘Arabî Hazretleri 17’si Arapça, diğerleri Türkçe olmak üzere 55 civarında eser kaleme almıştır. Buna karşın, Selânîk ve Üsküp’te kendisine intisap edenlerin önemli bir bölümü Sabetaycı kökenliydi. Bunlar arasında, Ali Örfî, Usturumcalı Hacı Süleyman Bey, Selânîkli Osman Zevkî Bey önde gelenlerdendi. Şeyh Muhammed Nûr El-‘Arabî’nin vefatından sonraları, Rumeli ve İstanbul’da Melâmilik genellikle Sabetaycıların kontrolünde bulunmuştur. (8) Hatta, Üçüncü devre Melâmiliğine ait dergâhların bazıları, aynı zamanda gizli Sabetaycı sinagogları olarak faaliyet göstermekteydi.Halen de İstanbul ve İzmir’de az sayıdaki Melâmîlerin çoğunluğu Sabetaycı kökenlilerden oluşmaktadır.

Üçüncü devre Melâmîliğinin yanısıra, Sabetaycı kökenliler, 19. yüzyıldan itibâren Mevlevîlik, Bektâşîlik ve Celevetîlik gibi tarikatlarda yoğun bir şekilde yer almışlardır.

Mevlevî tarikatındaki bunun ilk önemli örneği, Selânikli Mevlevî Es’ad Dede’dir. Hüseyin Vassâf, Mehmed Es’ad Dede ile ilgili yazmış olduğu ancak basılmamış halde kalan “Es’adnâme” adlı eserinde, Esad Dedenin hayatını anlatırken şu şekilde başlangıç yapar:

“Arif-i esrar-ı Mesnevî Mehmed Es’ad Dede, Selânîk tüccarından ve avdetî (Dönme) lerden Receb Efendi’nin sulbünden 1259 Hicri, 1258 Rumî (Milâdi 1843) tarihinde dünyaya gelmiştir. Mahall-i vilâdeti Selânîk’te Kadı Abdullah Efendi mahallesidir.

Hususi muallimden tahsil-i ilme başlayıp, henüz sinn-i büluğa vâsıl olmadığı bir çağda iken âlem-i menâm (Rüyâ) da görür ki, bir kuyuya düşmüş; Server-i âlem (SAV) Efendimiz Hazretleri şeref-zâhir olup mübârek yed-i saâdet-münevverlerini uzatıp Cenâb-ı Es’ad’ı kurtarmıştır.

İşte bu neş’e onun hâlini diger-gûn etmiş, mertebe-i celîle-i islâmiyyet’de sâhib-i makâm ve nâil-i merâm olmasına sebeb-i lutf-i İlâhî olmuştur.” (Hüseyin Vassâf, Es’adnâme , Shf. 3) 

Hüseyn Vassâf’a göre İslâm’a bu rüya sonucunda iyice ısınıp bağlanan Mehmed Es’ad önce Selânik’te bazı hocalarda tahsil görür. Selanik Vilayet kaleminde bir süre çalışır. O sırada Selanik’te Bedevi tarikatı şeyhlerinde Şeyh Osman Efendi diye birisine bağlanır. Sonra da İstanbul’a gelerek medreselere girer uzun zaman medrese tahsili görür. Kısa zamanda zekasıyla temayüz eder. Birçok kitap okuyup, toplar geniş bir kütüphane kurar. Çeşitli dini ilim dallarında icazetler alır. Ders okutmaya başlar, birçok talebesi olur. Fatih’teki Tahir ağa tekkesi, Yenikapı Mevlevihânesi ve Kasımpaşa Mevlevihanelerinde bulunur. Buralarda Mesnevi dersleri okutur. Altı kez Hacc ve Umre yapar. Bir çok kimseye icâzet verir. İcazet verdikleri arasında, Es’adnâme kitabının müellifi Hüseyin Vassâf, Tahiru’l-Mevlevî (Tahir Olgun, Yenikapı Mevlevihânesi’nin ünlü Mesnevihanlarından olup, bir çok eser telif etmiştir. Şapka kanunununun ardından, İstklâl mahkemesinde, İskilipli Atıf Hoca ile birlikte yargılanmıştır. Birçok eseri yayınlanmış olan Tahiru’l-Mevlevî 1951 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Eyüp’te kırkmerdivenlerdedir.), Şeyh Muhammed Zâhid El-Kevseri gibi ulema ve maşayihten ünlü kimseler vardır. Mehmed Es’ad Efendi, 1329/1914 tarihinde vefat etmiş olup, Kasımpaşa Mevlevihanesi mezarlığına defnedilmiştir. Ancak, mezarı Mevlevihanedeki diğer mezarlar gibi tekkelerin kapatılmasının ardından 1926’da yok edilmiştir. Mevlevî Es’ad Dede bir kısmı Arapça ve Farsça olmak üzere 16 eseri vardır. Farsça gramerle alakalı olarak “ Numune-i Kavâid-i Farsi” adlı bir eseri basılmıştır. Vakfettiği yazma eserlerin 700 cilde yakını bugün Beyazıt Devlet kütüphanesindendir. Günümüzdeki ünlü Sabetaycı Bezmenler ailesi bu zâtın neslinden gelmektedir.

Mevlevîlik’teki ikinci önemli Sabetaycı’da Selanik Mevlevihanesi şeyhi İshak Dede olayıdır. Karakaş Sabetaycılarının önemlilerinden olan , İshak Dede Mevleviliğe intisabından bir süre sonra Selanik Mevlevihanesinin postnişînliğine yükselir. Aynı zamanda güçlü bir sabetaycılık eğitimi de alan İshak Dede, Mehmed Es’ad Dede’nin aksine Sabetaycı geleneği ve inancı gizliden güçlü bir şekilde sürdürür. Sabetaycılar içerisinde hahamlık (Ogan) mevkiine yükselir. Selanik’teki Sabetaycı mezarlığının bitişiğinde olan Mevlevîhanenin şeyhi olarak maruf günlerde Mevlevî ayin ve erkânını sürdürdüğü gibi, bu mevlevihanede çifte kimlikli müritleriyle birlikte gizliden Sabetaycı ayinlerini de sürdürür. Mübadele sonrasında İzmir’e gelen İshak Dede'nin ölüm tarihini tesbit edemedik. Dışişleri Eski bakanı Prof. Dr. Emre Gönensay İshak Dede’nin torunlarındandır.

Sabetaycılar, Melamilik ve Mevlevilik dışında en güçlü bir şekilde Bektaşilik tarikatında yer alırlar. Başta, Selanik, Serez, Drama, Üsküp, Teselya, Batı Trakya ve Edirne olmak üzere İzmir Ve Manisa’da yoğun bir biçimde Bektaşilik tarikatına nüfuz ederler. Bektaşiliğin geniş meşrepliliği onları nüfuzunu çok daha kolaylaştırır. Sonradan İstanbul’daki bazı Bektaşi tekkelerine de ciddi bir şekilde nüfuz ederler. Bugün bile gerek Rumeli’de gerekse İzmir, Aydın ve İstanbul’da, hatta Ankara’da Bektaşilerin önde gelenlerinin önemli bir bölümü Sabetaycılardan oluşmaktadır. Bektaşilikte yer alan Sabetaycıların bir bölümünü şu şekilde sıralaya biliriz. Sabetaycı ve Mason Mesut Koman Baba, Kazlıçeşme Bektâşî Tekkesi son postnişîni Sabetaycı Küçük Abdullah Baba, Sabetaycı ve Mason üstadı Teoman Güre (İlhâmî )Halifebaba, İzmir’de hazine avukatlığı yapmış olan Sabetaycı Feyzi Akeren Baba, Selânikli Ali Aydın Baba, Mason ve Sabetaycı Yenişehirli Hüseyin Hüsnü (Erdikut) Baba,  Sabetaycı Hüseyin Coşkun Eren, Sabetaycı Prof. Ragıp Üner, Mustafa Kemal Atatürk’ün başhekimi Sabetaycı Dr. Hasan Ragıp Erensel Halifebaba, Sabetaycı Ali Gâlip Eren Halifebaba, Kazlıçeşme Bektâşî Tekkesinin haziresinde medfun olan Tabip Binbaşı Sabetaycı Haydar Bey.  Emekli Albay Sabetaycı Cavid Aker Baba, Emin Uras Baba, Eski Ziraat vekili Sabetaycı Nedim Ökmen, Ali Oktay Cever,  Besim Berkmen, Cevdet İşçimen.

Son Dakika Haberleri
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol