FİLİSTİN!... DUYUN BENİ NE OLURRR!...
Filistin...
Geçen gün ki İHH kermesine kadar bana çok da fazla yakın olmayan bir dramın konu başlığıydı sadece...
Meğer gerçek bir dram yaşanıyormuş uzaklarda da olsa, aslında kalbimizde... O sabaha dualarla başladım... ALLAH' a çok fazla dua ettim, herşeyin fazlasıyla yolunda gitmesi için...
Ve ALLAH'a sonsuz şükürler olsun ki, herşey zamana karşı yarıştı adeta, büyük umut ve umutlarla...
Resimler!...
Yüzüme ve yüreğime tokat gibi inen, gözlerimden sicimle yaş akıtmama engel olamayan ve her resimde ALLAH'a sonsuz şükürlerimi bana hatırlatan resimler...
Tel örgüdeki eller, bayramlıklarıyla gömülen çocuklar, ağlayan nine ve dedeler, namlulara ürkek ve şaşkın bakan binlerce bir çift göz, yerden ekmek kırıntılarını toplayıp yiyen evlatlar, binbir umutla kendisine uzatılan ekmeği, can havliyle kapan küçük kız, ölmüş evladını elleriyle yukarı kaldırıp ağlayan baba, askerlerin kollarında meçhule giden kadınlar, yavrusunun çürümüş bedenine sahip çıkan acılı anne ve babalar, gözlerine ve yüzlerine sinek konmuş çocuklar, açlıktan ve zayıflıktan kemikleri sayılan sıradan insanlar, mermilerin ardından, yere yığılan yoğun dumanda yatan isimleri meçhul, ölü çocuklar...
Altı bezli, ağzı emzikli, kan kokan bebekler!...
Ve gözlerinde ki yaşlarla bana çok şey anlatan nine... Her resim beni yerle bir etti...
Ve ben, tüm gün bu resimlere bakarak en az 8 saat çalışacağım orada, o gün... Bir ara, ben yapamayacağım dedim kendi kendime...
Sonra, gidip resimdeki, yerden ekmek kırıntılarını toplayıp yemeye çalışan o cılız ama kocaman kalpli çocuktan, dakikalarca özür diledim...
Yemek seçtiğim için, zaman zaman israf ettiğim için, eve gidince dolabımın tıka basa dolu olmasına rağmen, bana lütfedilen rızıklara ihanet ettiğim için, tatlarına hasret ve kokularına yangın oldukları çikolata, bisküvi ve şekerlemeleri onlarsız tükettiğim için...
Ne kadar az şükrettiğim için, ne kadar çok lüks yaşadığım için, ne kadar az kumbaraya para attığım için...
Tüm enerjimi topladım, elime edivenleri geçirdim ve resimdeki tüm suretler için çalışmaya başladım...
8 saat ayakta kaldım ama her saniyesine değdi...
Bir ara gözlerim nemli, etrafta çalışan arkadaşlarıma baktım...
İnanılmaz bir dayanışma vardı aramızda... Kimi pasta sattı, kimi börek, kimi köfte, kimi dolma... Ne satılırsa satılsın, hedef aynı yere aktı, kalpler aynı yönde çarptı o gün...
Hiç tanımadığım bir çocuğun, yüzündeki kocaman gülümsemeye ortak olmak, ona uzaktan olsa da yardım etmek, yaralı eline el, umutlarına yama olmak...
Düşüncesi bile yeter bana...
Her satıştan ve avucuma bırakılan her paradan sonra, resimdeki o çocuğa gülümsedim, dualarla yüreğine kendimce su serptim...
Sesimi duyan var mı???...
Varsa kocaman bir gülümseme bekliyorum FİLİSTİN'den buralara...
Duyun sesimizi!... Yalnız değilsiniz siz... ASLA!...
|