Düşman İçimizde

Tarihin kilometre taşlarını tekil gözle bakmadan okuyanlar, Osmanlı devletinin çöküşü ve Cumhuriyet Türkiye’sinin oluşumunda : ‘dönmelerin’ iki asırlık büyük etkisine tanık oluyor. Azınlık durumundaki sabetaistlerin (Müslüman ve Türk gibi davranan gizli Yahudilerin ) yıllar yılı nasıl çoğunluğa tahakküm ettiğini, saraya ve devletin etkin noktalarına oldukça hakim olarak; ülkenin kaymağını her defasında ve haksızlıklarla afiyetle yediklerini, ülkeyi sömürdüklerini bu aziz millet ne zaman kavrayacak? 
Evet …Tanzimat’ın ilanıyla birlikte başlayan iki asırlık bir tiyatro bu!... Piyesin perdeleri açılıp kapandı birer birer, figüranları değişti, rolleri başkalaştı ama; hep aynı oyun sahnelendi. Sabetaistlerden dem vuruyoruz… iki yüz yılı aşan bir ihanetten söz ediyoruz… Aziz milletimizin perde arkasındaki rejisörleri, sahnedeki flaş aktörleri; özetle kudretli bir avuç ‘dönmeyi’ teşhis bile edemediği bir süreçten bahsediyoruz. Yetim ve öksüz bırakılan bir ülkenin ‘gerçek tarihine’ ayna tutmaya çalışırken, ihanetin kıskacında sıkışıp, yoğurulmuş bir vatan çıkıyor karşımıza…

 

         Düşman askerleri burnumuzun dibine kadar gelip işgal ettiğinde uyanamadık… Batı hayranlığı, gavur aşıklığı ve batılılaşma hareketleri alıp başını gittiğinde sessiz ve tepkisiz kaldık… Cumhuriyet Türkiye’sindeki hayatların geleceği iç ve dış borçlarla ipotek altına alınıp karartılırken sorgulamadık… 

    Düşman içimizdeydi; Bazen sağımızdaydı, bazen solumuzdaydı! Karpuz kesilmişti sanki düşman; dışı yeşildi ama içi hep kızıldı. Darbeler birbirini kovaladı. Anayasalar sürekli değişti, darağacında sallananlar hiç eksik olmadı, ardı sıra genel ve yerel seçimler yapıldı, sağcısı ve solcusu hükümetler geldi geçti, isimler yenilendi… Ama ne çare! Bir gizem vardı perde arkasından oluşturulan… Efsunlu bir büyü vardı gerçeklere direnen…

 

 
Son Dakika Haberleri
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol