Fîhi Mâ Fîh’ten Örnekler
"Bilginlerin kötüsü, beylerden yardım gören, beyler yüzünden düzelen, doğru yolu tutan kişidir. Beyler bana ihsanlarda bulunsunlar, beni saysınlar, bana mevki versinler kuruntusuyla, onlardan korkarak okumaya başlamıştır da beyler yüzünden işi düzene girmiştir; bilgisizliği bilgiye dönmüştür. Bilgin olunca da onların korkusundan, onların cezasından edep sahibi olur, ister istemez doğruyolu bulur. Artık ne çeşit olursa olsun, ister görünüşte bey onun ziyaretine gelsin, ister o, beyi ziyarete gitsin, her hâlükârda ziyaret eden odur, ziyaret edilense bey. Fakat bilgin, beyler yüzünden bilgiye sahip olmamışsa, önceden de, sonradan da bilgisi Tanrı için elde edilmişse o başka; balık nasıl sudan başka bir yerde yaşıyamazsa, elinden başka bir şey gelmezse bu bilgin kişinin de yolu yordamı, ancak doğru yola gitmektir; bu, onun kendi huyundandır. Bu çeşit bilgini yürüten, çekindiren akıldır. Zamanında, bilsinler bilmesinler, herkes onun heybetinden çekinir; onun ışığından, onun aksinden yardım ister. Böyle bilgin, beyin kapısına gitse bile gerçekte ziyaret eden beydr, ziyaret edilen kendisi...
(Fîhi Mâ Fîh, trc. A. Gölpınarlı, s.1)."
"İnsana yolu gösteren derttir, hem de her işte. İnsan, hangi işe koyulursa koyulsun, o işin derdi, o işin hevesi, aşkı, gönlünde doğmazsa adam, o işe girişemez; o iş, dertsiz kolay gelmez ona. İster dünya olsun, ister ahiret... İster alış veriş olsun, ister padişahlık... İster bilgi olsun, ister yıldız; isterse başkası; hepsi de böyledir
(Fîhi Mâ Fîh, trc. A. Gölpınarlı. s.17)."
"Şükretmek avlanmaktır, nimeti bağlamaktır. Şükür sesini duydun mu nimetin çoğalmasına hazırlan. "Allah bir kulu sevdi mi sınar, belâlara uğratır." Sabrederse onu seçer, şükrederse de akrânı arasında seçkin bir hale getirir onu. Kimi kullar vardır, kahrı yüzünden şükrederler Allaha; kimi kullar da vardır, lutfu yüzünden şükrederler Allaha; bunların her biri de hayırlıdır; çünkü şükretmek panzehirdir; kahrı lütfa döndürür
(Fîhi Mâ Fîh, trc. A. Gölpınarlı, s.155)."
|