Misyoner Masonlar

MİSYONERLERLE MASONLARIN İLİŞKİLERİ

Misyonerlerin bazıları Farmasondurlar. Ve Londra’daki Protestan Misyoner Cemiyeti’nin bir Farmason şubesi mevcuttu.[1]
Yukarıda adını zikrettiğimiz Mr. Wayt Mason Cemiyeti’ni teşkil eden ve kanunlarını belirleyen bir zât ve aynı zamanda parlamentoda meclisin aza-î daimisinden idi.[2]

Osmanlı subayı Mustafa Efendi ile mülakat eden misyoner Mr. Nebit Masonluk hakkında şunları beyan ediyor: “İngiliz kavmi için umumiyetle Farmasonluğa mensup olmak daha elzem telâkki olunur. Çünkü bu cemiyetten istifadeniz daha çok olacaktır. Zira bu cemiyette va’zolunan vazifenin hasâisi büyüktür. Kastedilen bu vazife ise yine misyonerlerin ifadesiyle anarşistliktir”.

Nitekim İngiliz ajan-misyoner Humpher’ın hatıratında belirttiğine göre: İslam ülkelerinde devamlı suretle karışıklık ve anarşi çıkarmak bizzat Sömürgeler Bakanlığı ve misyoner teşkilatları tarafından belirlenen 13 maddenin içerisinde yer almaktadır. Buradan misyonerlerle Masonların bir hedef ve metot birliği içersinde olduklarını, birini diğerinden ayırmanın zor belki de imkansız olduğunu görmekteyiz

Öte yandan misyonerlik faaliyetlerini yürüten kiliselere bağlı olan Hıristiyan din adamlarının bazıları da resmen Masondur.

“Birçok mezhep günümüzde Masonluğa mensuptur. Bilhassa piskoposluğun, önemli bir kısmını Masonların teşkil ettiği Anglikan İngiltere resmi kilisesi için durum böyledir.

İskandinav devletlerinde Katolik piskoposluk, Farmason Lüteryenlerinin arzu ettikleri takdirde Farmason kalmalarına resmen müsaade eden bir karara varmıştır”.[3]

“Küçümsenmeyecek derecede koyu Katolik, Masonik eriştirmeye mazhar olmuşlardır”[4]

Öte yandan ülkelerinde İslam’ı tahrif etmeye yönelik çalışmaları ve yazdıkları eserlerle tanınan bu sayede İngiliz misyonerlerin çıkarlarına hizmet eden iki şahsiyet Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh da resmen Masondur.

İşin diğer bir veçhesi de ajan olarak Osmanlı Devleti’ne sızan bu misyonerlerin varlığı Osmanlı makamlarınca da bilinmekte idi. Fazıl Alevi isminde biri tarafından hükümete sunulan yazıda şöyle denmektedir:

“Bazı ecnebilerin Ceziretü-l Arab’da bir takım şeyhi kandırarak kendi taraflarına çalışmalarını sağlamak için birkaç seneden beri sarf etmekte oldukları çalışmalar neticesi birkaç sene sonra oralarını dahi benzeri hilelerle kendi memleketlerine katmak fikrini alenen siyaset sahnesine çıkaracağından şüphe olmadığından ve Ceziretü-l Arab ise İslamiyet’in merkezi olan Hicaz kıtası ile diğer Arap ülkelerine bitişik olup Allah göstermesin yabancılar onlara tasallut edecek olurlarsa türlü fenalıklar zuhur edeceği ve bu halin düzeltilmesinin çok zor olacağı açık bulunduğundan iş bu önemli işin şimdiden dikkate alınması ve itina gösterilmesi arz olunur”.[5]

[1]: Ahmet Hamdi, Alem-i İslam ve İngiliz Misyonerleri Nasıl Yetiştiriliyor, s.16
[2]: Ahmet Hamdi age, s. 108
[3]: Mimar Sinan Der. 68
[4]: Mimar Sinan-13
[5]: Başbakanlık Devlet Arşivi Yıldız Tasnifi, Kısım no: 14, Evrak no: 88/26, Zarf no: 88, Karton no: 12

 
Son Dakika Haberleri
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol