Osmanlı'nın çöküşünde yahudi

Osmanlı devletinin kendilerine sağlamış olduğu imkanlardan yararlanarak kısa zamanda büyük bir güce sahip olan yahudiler Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasında önemli rol oynamışlardır. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasında büyük fonksiyon icra etmiş olan İttihad ve Terakki Cemiyeti 'ni kuranlar ve Jöntürkler (Genç Osmanlılar) hareketini başlatanlar arasında çok sayıda yahudi vardı. Şimdi yahudilerin, Osmanlı Devleti'nin yıpratılmasında ve yıkılmasında ne gibi roller oynadığının daha iyi anlaşılması için bazı ayrıntılı bilgiler vermek istiyoruz.

Osmanlı Devleti'nde çöküş döneminin belirgin bir şekilde başlaması 2 Kasım 1839 tarihinde ilan edilen Tanzimat Fermanı'yla olmuştur. Bu ferman Sultan Abdülmecid döneminde ilan edilmiştir. Bu fermanın ilanı ise Hariciye Nazırı (Dışişleri bakanı) Mustafa Reşit Paşa'nın çabalarıyla gerçekleşmiştir. Mustafa Reşit Paşa'yı böyle bir ferman yayınlamaya iten en önemli unsur ise Batılılaşma ve ümmet kimliğinden millet (kavim) kimliğine geçme fikridir. Batılılaşma ve ümmet kimliğinden millet (kavim) kimliğine geçme fikrinin alt yapısını hazırlayanlar ise Osmanlı topraklarına yerleşen yahudilerdir. Mustafa Reşit Paşa, Tanzimat Fermanı'nı hazırlarken İngiltere'yle sıkı temas içindeydi. İngiltere, böyle bir fermanın yayınlanmasından memnun olduğundan yine kendisiyle temas halindeki Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Osmanlı yönetimiyle uzlaşmasını sağlamıştır. (4) Bu ferman, yahudilerin o zamana kadar giremedikleri önemli bazı okullara girmelerini sağladı. Örneğin Tıbbiye Mektebi'ne (Tıp Fakültesi'ne) o zamana kadar giremeyen yahudiler bu fermanın yayınlanmasından sonra girmeye başladılar. Hatta yahudi hahambaşının müracaatı ile Sultan Abdülmecid yahudilere özel olarak: "Yahudiler, dinleri üzere Tıphane'de yiyecekler, içecekler ve diledikleri gibi ayin ve ibadet yapacaklar" diye ferman yayınladı. (5) İlginçtir ki bu okula yahudilerin girmesinden sonra burası Osmanlı Devleti'nin altını oyan İttihad ve Terakki Cemiyeti, Jöntürkler gibi hareketlerin beşiği olmuştur.

Osmanlı Devleti'nin içten yıpratılmasında en büyük rol oynayan teşkilatların başında Jöntürkler (Genç Osmanlılar) Hareketi gelmektedir. Bu hareket, yahudilerin Tıbbiye'ye (Tıp Fakültesi'ne) girme hakkı elde etmelerinden sonra 1865'te Tıbbiye'de doğdu. Tıbbiye'de Jöntürklerin ortaya çıkışını ve güçlenmesini kendisi de bir Jöntürk olan eski İstanbul belediye reisi Cemal Topuzlu şöyle anlatıyor: "Son sınıf talebeleri koğuşlarda yatmazlar, dörder, beşer yataklı odalarda bulunurlardı... Geceleri arkadaşlar bir araya gelince padişah aleyhinde ihtilale davet eden birtakım yazılar yazar, şapirgrafla (bir baskı aleti) basar, bunları gizlice sınıftaki diğer arkadaşlara hatta harice bile dağıtırdık... Jöntürklük Hareketi orada (yani Tıbbiye'de) doğmuştu." (6) Yine Cemal Topuzlu, Jöntürkler Hareketi'nin İstanbul'daki merkezinin Beyoğlu'nda olduğunu belirttikten sonra: "Bu merkeze devam edenler arasında benden başka Türk ve Müslüman yoktu" diyor. (7) Bu bilgi söz konusu hareketi tümüyle yahudi, ermeni gibi gayri müslimlerin ve yine yahudi kökenli olan Dönmeler'in kurduğu hakkındaki diğer tarihi bilgileri doğrulamaktadır.

Bu hareketi başlatanların arasında çok sayıda yahudi bulunmaktaydı. Bunların ünlülerinden birisi Nissim Russo adlı yahudidir. Yine aşağıda sözünü edeceğimiz Emanuel Karaso da bu harekete öncülük eden yahudilerden biridir.

Jöntürkler Hareketi'ni Avrupa'daki mason locaları da kucakladı ve desteklediler. Bu hareketin ileri gelenlerinden Kazım Nami şöyle diyor: "Hiçbir sahada birleşememiş, daima çekişmiş, didişmiş olan bizdeki muhtelif ırk, milliyet ve dinler, masonluk çatısı altında tam anlaşma halinde idiler." (8)

Osmanlı Devleti'nin altını oyan akımlardan biri de İttihat ve Terakki Cemiyeti'dir. Bu cemiyeti de aslında Jöntürkler Hareketi doğurmuştur. Bu cemiyetin de temeli 1889 tarihinde Tıbbiye'de (Tıp Fakültesi'nde) atılmıştır. Ancak bu cemiyetlerin ortaya çıkışında önemli rol oynayanlar yahudiliklerini açığa vuran kesimden değil kendilerine "Dönmeler" denen ve yahudiliklerini gizleyen kesimden idiler. Bu cemiyetin Selanik temsilciliğini yapan Talat Paşa bir masondu ve Selanik'teki mason locasına üyeydi. (9)

Gerek Jöntürk Hareketi'nin ve gerekse İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ortaya çıkmasında ve yayılmasında önemli rol oynayanlardan biri yahudi Emanuel Karaso'dur. Emanuel Karaso aynı zamanda Makedonya Rizorta Locası adlı mason locasının üstad-ı azamıydı. (10) Bu locanın merkezi, o zaman nüfusunun yarıya yakın bir kısmı (180 bin kişiden 80 bin kişi) yahudi olan Selanik'teydi ve İtalya'daki mason localarına bağlıydı. Karaso, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gizli işlerinde paravan ve kurye görevi görüyordu. Yani gizli işlere perde oluyor, onların üstünü örtmekte kendi kişisel ilişkilerinden yararlanıyor, bunun yanı sıra Osmanlı Devleti içinde yaşanan gelişmeleri Avrupa ülkelerine ve Avrupa'daki mason localarına bildiriyordu. Emanuel Karaso, sonraki dönemlerde 1908, 1912 ve 1914 yıllarında gerçekleştirilen seçimlerde üç kez ard arda milletvekili seçilmiştir. Bu seçimlerde önce Selanik'ten sonra da İstanbul'dan milletvekili oldu. Karaso, savaş esnasında da kendini iaşe müfettişliğine seçtirmeyi başardı. Bu görevini yürütürken değişik hilelerle çok büyük servetler edindi. Savaş iaşe müfettişi olduğu halde Libya'nın İtalyanlar tarafından işgal edilmesine yardımcı oldu. Bu yardımının ortaya çıkması üzerine Osmanlı topraklarından kaçma ihtiyacı duydu. Bu yüzden 1919 yılında gayri meşru yollarla edindiği servetle birlikte İtalya'ya göç etti ve çok zengin bir İtalyan vatandaşı olarak ömrünün kalan kısmını o ülkede geçirdi. Emanuel Karaso aynı zamanda çok katı bir siyonistti ve siyonizmin Osmanlı topraklarındaki en üst düzey temsilcisiydi. O aynı zamanda katı bir Türk düşmanıydı. Siyonizmin fikir babası Teodor Hertzl'le birçok kez bir araya gelmiştir.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nde öne çıkan tek yahudi Emanuel Karaso değildi tabii ki. Nissim Masliyah, Alber Ferid Aseo, Alber Fuaa, Rafael Benuziya ve Avram Galanti isimli yahudiler de bu cemiyetin militan kadroları arasında yer almaktaydılar. Bunlardan Nissim Masliyah aynı zamanda Jöntürkler hareketini başlatanlardan ve bu hareketin faal elemanlarındandı.

Masonlukla ittihatçılık o kadar iç içe girmişti ki mason localarına girenler aynı zamanda İttihad ve Terakki Cemiyeti'ne de üye kabul edilmişlerdir. (11) Özellikle Selanik'teki mason localarının üyelerinin çoğunluğunu yahudiler veya yahudi kökenli Dönmeler oluşturuyordu. Jöntürkler aynı zamanda Selanik'teki mason localarını gizli görüşmeleri için kullanıyorlardı.

Şair Eşref gerek Jöntürkler'e gerekse İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne yahudi kökenlilerin hakimiyetini dile getirmek için çok anlamlı bir dörtlük söylemiştir. Bu dörtlüğünde şöyle diyor:

"Avdetiler ile hükümetimiz,
Benzedi devlet-i Yehuda'ya,
Bab-ı fetvayı da çıfıtlık edip
Verdiler en-nihaye Musa'ya" (12)

Açıklaması:

"Hükümetimiz Dönmeler yüzünden, adeta Yehuda devletine dönüştü.

Fetva makamını da yahudilerin kontrolüne sokup, sonunda Musa'ya verdiler."

Osmanlı devletinin çökertilmesinde önemli rol oynayan I. ve II. Meşrutiyet ilanları da yukarıda sözünü ettiğimiz iki teşkilat tarafından gerçekleştirildiğinden bu olaylarda da yahudilerin ve masonların önemli rol oynadıklarını söylemek mümkündür.

Yahudiler sadece sözünü ettiğimiz iki cemiyette rol oynamakla kalmamış Osmanlı Devleti'ne zarar veren bütün fitne organlarının oluşmasında ve yayılmasında etkili olmuşlardır. Örneğin Yunanistan ve Bulgaristan'ın henüz Osmanlı sınırları içinde olduğu sırada ortaya çıkan Yunan ve Bulgar komünist partilerine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Komünist cereyanların ortaya çıkardığı Selanik İşçi Federasyonu içinde de yahudiler önemli bir güce sahiptiler.

 

 
Son Dakika Haberleri
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol