Tarihi Vesikalar 2

Haham Reichorm’un 1869’da Prag’da verdiği konferanstan,

 “Başlıca bankalar, bütün dünyanın borsaları, bütün hükümetlerin kredileri elimizde bulunuyor.

 Elimizde bulunan büyük kuvvetlerden biri de basındır. Basın, istenilen herhangi bir fikri tekrar ede ede nihayet doğru imiş gibi kabul ettirir. Demokrat rejimi durmadan övmek suretiyle Hıristiyanları siyasi partilere ayırarak milli birliklerini yok edecek, aralarına nifak sokacağız. Bu suretle Hıristiyanların bizzat kendilerine yaptıracağımız ihtilalleri hazırlayacağız ve bu ihtilallerin semeresini biz devşireceğiz.

 Hıristiyan milletler bir gün gelecek o derece sarsılacaklar ki bizden evrensel bir hükümet kurmamızı isteyeceklerdir. İşbaşına gelirken, dünyanın her tarafında farmason locaları kuracağız. Kıymetli olan veyahut kıymetlendirilecek olan insanları oraya çekeceğiz.

 Ahlak ve mukaddesatını çürüttüğümüz cemiyetlere öyle bir istikamet vermeliyiz ki, orada yaşamak ancak namussuzluk, hırsızlık, ahlaksızlık ve yankesicilik sayesinde mümkün olabilsin.”

 

Siyonistler 3. Siyon protokollerinde şuna karar vermişlerdir,

 “Onları (yahudi olmayanları, bilhassa Müslümanları) kumar, eğlence, taraflık ve seks gibi şeylerle meşgul edeceğiz. Genelevler, çıplaklar kampını her tarafa yayacağız. Gazete ilanlarıyla insanları spor, sanat, güzellik yarışmaları gibi çeşitli müsabakalara katılmaya çağıracağız. Bu meseleler insanları bizimle aralarında sorun çıkartacak meselelerden uzaklaştıracaktır.”

 

Yahudi emelleri için çalışan İngiliz Misyoner Zevimer’in sözlerinden,

 “Bir bardak içki, bir çıplak dansöz’ün Muhammed’in dinine uyanlarda yapacağı tahribatı bin top yapamaz. O halde Müslümanları madde ve şehvetlere daldırıp boğmaya çalışınız...”

 

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak’ın Demirel’e yaptığı itiraf,

 “Osmanlı döneminde tek pırpırlı bir Onbaşı 20 kişilik askeri gücüyle Kudüs’ü huzur içinde yönetiyordu. İstanbul’dan gelen talimatları uygulayan Onbaşı, otur deyince oturuluyor kalk deyince kalkılıyordu”dedi. Şimdi bölgede kendilerinin başa çıkamadıkları işlerle bir Osmanlı Onbaşısının nasıl başa çıkabildiğini hayretle ifade ediyor.

 

Yahudi efendileri uğruna Osmanlı’ya karşı Çanakkale’de savaşan İngilizlerin o tarihte Deniz Bakanı olan Churchill’in ifadeleri;

 “Ey halkım!.. Müslüman Türk Milleti, İslam denizinin içinde yüzen balık gibidir. Biz bu balığı elimizle yakalamaya çalıştık. Ancak ahmak balık avcısının durumuna düştük. Bu yenilgiden ders alacağız. Bundan sonra yapacağımız şey, Müslüman Türk’ün iman ve İslam denizini kurutmak. Onları Kuran’dan ve İslam’dan ayırmak. Tarihlerine sövdürmek, ahlaklarını bozmak, namus duygularını zayıflatarak yıkmak. Kısacası, adı Müslüman veya Türk, ama kafası, aklı, ruhu ve yaşayışı İngiliz olan sürüler haline getirmek olacaktır. Bu Kuran’ı Müslümanların elinden almadığımız müddetçe İngiliz İmparatorluğuna rahat yoktur.”

 

İsrail siyonist rejiminin Cumhurbaşkanı Herzog’un, Polonya parlamentosunda yaptığı konuşmadan bir kesit,

 “Dünya, kendi aleyhindeki en büyük tehlike olan İslami hareketin beraberinde İsrail’in yok oluşunu da getireceğini bilmeli. Müslümanların nihai hedefi bir Filistin devletidir.”

   

Hristiyan kaşifi olarak bilinen Kristof Kolomb’un mektuplarında kullandığı şekil,

 “ Kolomb özel mektuplarında ‘Beth’ ve ‘He’ şeklide bir monogram kullanıyordu , yani ‘Be ezrat ha Chem’ yada ‘Baruch Chem’; yani Tanrı [Yehova] kutsaldır !.. manasına geliyordu.

 

Tarihçi-Sosyolog Eric R. Wolf, uyuşturucu ticaretiyle nam salmış East India Company için şunları söylüyor,

 “Afyon ticareti gizli ve illegal bir biçimde yapılıyordu ve olağanüstü derecede karlıydı. Şirketin afyonla ilgilenen acentaları daha öncesinde Canton Limanında normal mallarla yaptıkları ticaretten dört kat daha fazla kazanıyorlardı. Şirketin memurları, afyonu ülkenin daha da iç kısımlarına taşıdılar. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde her on Çinli’den biri afyon bağımlısı haline gelmişti. Avrupalılar, böylece Çin’e satabilecekleri bir mal bulmuş oluyorlardı.”

 

“Encyclopaedia Judaica” isimli Yahudi Ansiklopedisi’nden köle ticareti yapan yahudiler hakkında alınmış bazı bilgiler,

 “Yahudiler, en eski çağlardan modern zamanlara kadar köle ticareti işiyle ilgilendiler... İspanya’da 9. yüzyılda Baena kentindeki büyük köle pazarında yahudi köle tüccarları oldukça fazlaydı. Özellikle Majorca bölgesinde yahudilerin çok sayıda kölesi vardı, öyle ki; 13. yüzyılda I. James, yahudilerin köle edinmeleriyle ilgili olarak bazı kısıtlamalar koydu. Kiliseler sık sık yahudilerin hristiyanları da köle olarak kullandıklarını ilan ettiler ki bu yasaktı, fakat bu yakınmalarının pek bir etkisi olmadı. Amerika’daki köle ticaretinde de yahudiler etkindiler. 1730’lara dek Dutch West Indıa Company, Amerika kıtasındaki tüm Hollanda kolonilerine yapılan köle ticaretini elinde bulunduruyordu. Güney Amerika’daki köle ticaretinin merkezi olan Curacao kentinde, Amsterdam’dan gelen iki büyük yahudi köle taciri vardı: David ve Jacop Senior Kardeşler. Jamaikalı Yahudi tacirler arasında David Henriques, Human Levy ve Alexander Lindo sayılabilir.

 Köle tacirleri Afrika’dan zor kullanarak getirdikleri köleleri Amerika’da satıyorlar, bundan kazandıkları parayla New England’da (bugünkü ABD) büyük miktarda içki satın alıyorlar ve bu içkiyi de tekrar Afrikalılara satıyorlardı. Yine yahudi olan Aaron Lopez ve Jacop Rodriguez Amerika’daki köle ticaretinin önemli isimlerindendi. Aynı anda 8 gemiyle birden Afrika’dan köle getirdikleri oluyordu.”

 

Tarihçi Sosyolog Eric R. Wolf, yahudilerin köle ticaretine şöyle değiniyor,

 “Yahudiler, Portekiz’den yeni dünya’ya olan köle ve şeker ticaretinde lider konumdaydılar. Bu yeteneklerini daha sonra da Hollanda için kullanacaklardı.”

 

M. Tevrat, Yahudilere diğer milletleri köleleştirmeyi öğütlemektedir,

 “Etrafınızda olan milletlerden, onlardan köle ve cariye satın alacaksınız. Ve aranızda oturan gariplerin de çocuklarından, onlardan ve diyarınızda doğmuş olup yanınızda bulunan aşiretlerden (köle) satın alacaksınız; fakat kardeşlerinize, İsrailoğulları’na birbirinize sertlikle efendilik etmeyeceksiniz.”

(Levililer,Bab 25/44-46)

 

1649’da İngiliz Kralı I. Charles’ı devirip Püriten bir Cumhuriyet kuran yahudi uşağı Oliver Cromwell’e Amsterdam Püriten cemaati lideri Elbenezer Cartright ’ten gelen mektup,

 “Bu İngiliz ulusu, Hollanda’daki temsilcileriyle birlikte, İsrailoğulları’nı zamanı geldiğinde ataları olan Abraham, Isaac ve Jacob’un topraklarına, onlara vaad edilmiş olan Vaadedilmiş Topraklar’a gemileriyle taşıma şerefine ulaşacak ilk ulus olacaktır.”

 

Türk masonlarınca yayınlanan Mimar Sinan dergisi, 32. sayısından,

 “Masonluk dünyayı yeniden kurma işine çağrılmış bulunmaktadır. Bu da onun gücünün üstünde değildir ama onun nasıl olması gerekiyorsa, öyle olması koşuluyla.”

 

Ortaçağ uzmanı Umberto Eco, masonların ataları olan Tapınakçılar’ın homoseksüelliğinden şöyle söz ediyor,

 “...Biraz düşünün. Tıpkı bir denizci yaşamı sürüyorlardı, aylarca çölün ortasında, şeytanın inine düşmüşsün, geceleyin, aynı kaptan yemek yediğin birisiyle aynı çadırı paylaşıyorsun. Uykusuz, üşümüş, susamış, için korku dolu, anneni özlüyorsun. Ne yaparsın? Erdenlik andı içmemiş öteki askerlerin arasında nasıl bir cehennem yaşamı sürdürdüklerini düşünün. Bir kenti ele geçirdiklerinde ötekiler gözleri kadife gibi Mağribi kızların ırzlarına geçerken, Lübnan’ın sedir ağaçlarının güzel kokuları arasında Tapınak Şövalyesi ne yapsın? Onun payına da Mağribi oğlanlar düşüyordu... Tapınak şövalyelerinin mührü, biri öbürünün arkasında aynı ata binmiş iki kişi olarak betimler onları. Neden peki? Yasa her birinin üç atı olmasına izin vermiyor muydu? ”

 
Son Dakika Haberleri
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol