ALLAH' u Tealâ Zebur kitabında Davud A.S.' a şöyle vahyetmiştir ;
Ey Davud! Şüphesiz ki senden sonra doğru bir nebi olarak bir peygamber gelecek ki onun ismi "Ahmed" ve "Muhammed" dir. Ben ona ebediyyen kızmayacağım. O da Bana ebediyyen isyan etmeyecektir. Ben onun için geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamışımdır.
Onun ümmeti , bir ümmet-i merhume (acınmış bir ümmet) dir. Ben onlara Peygamberlere verdiğim gibi nafileler verdim.
Onların üzerine , Nebiler ve Resullere farz ettiklerimi farz kıldım. Ta ki kıyamet günü bana geldiklerinde nurları Peygamberlerin nuru gibi olacaktır.
Şöyle ki Ben onlara kendilerinden önceki Peygamberlere farz kıldığım gibi her namaz vakti benim İçin iyice temizlenmelerini (abdest almalarını) farz ettim.
Kendilerinden önceki Peygamberlere farz ettiğim gibi cünüplükten yıkanmayı emrettim. Onlardan önceki nebilere emrettiğim gibi, kendilerine haccı emrettim. Kendilerinden önceki Resullere emrettiğim gibi, onlara cihadı da emrettim.
Ey Davud ! Muhakkak ki Ben , Muhammed ve ümmetini bütün ümmetler üzerine üstün kıldım. Kendilerinden başka hiçbir ümmete vermediğim bir takım hasletleri onlara verdim.
Onları hata ve nisyan (yanılma ve unutma) yüzünden cezalandırmam. İşledikleri herhangi bir günahtan af istediklerinde onları bağışlarım.
Gönül hoşnutluğuyla ahiretleri için verdikleri herhangi bir şeyi (n karşılığını) onlara peşin olarak veririm. Onlar için benim yanımda kat kat mükafatlar vardır.
Müsibet ve belalara sabrederek: "Şüphesiz biz ALLAH' a aitiz ve muhakkak biz ancak O'na dönücüyüz." Dedikleri taktirde onlara salât rahmet ve neim cennetlerine hidayet (ulaşma nimetini) veririm. (Beyheki , Delâilün- Nübüvve, Süyûti , El-Havi :2/28)
"Benim incil'deki sıfatım şöyledir: (O) , Tevekkül sahibi Ahmed'dir. Doğum yeri Mekke'dir. Hicreti Taybe (Medine) yedir. O, sertve kaba değildir. İyiliğe iyilik ile karşılık verir.
Kötülüğe kötülükle mukabelede bulunmaz . Onun ümmeti çok hamdedicilerdir. Bellerine izar (peştamal) giyerler, abdestte ellerini ve ayaklarını yıkarlar. İncil (kitapları) göğüslerindedir. Harb için saf tuttukları gibi namaz içinde saf olurlar.
Kendisiyle Bana yaklaşmaya çalıştıkları kurbanları , kanlarıdır. (Benim yolumda canlarını kurban ederler). Geceleri ruhban (ibadet edici) gündüzleri ise (ALLAH yolunda savaşan) aslanlardır.
(Taberani, Mucemi Kebir No: 10046,10/89, Heysemi, Mecmeuzzevaid , Ebu Nuaym, Delailünnübüvve , Süyûti , El-Havi : 2/282)
"Elbette Meryem'in oğlu İsa , adil bir imam ve adaletli bir hakim olarak (yer yüzüne) inecektir ve elbette hacı ve umreci olarak yahut ikisinin niyetiyle yola girecek ve mutlaka kabrime gelerek bana selam verecek ve muhakkak ben de ona cevap vereceğim (selamını alacağım)." (Hakim , Müstedrek, No:4162, 2/651)
"Peygamberler , anneleri ayrı , baba bir kardeştirler. Dinleri birdir (inanç bakımından aralarında hiçbir fark yoksa da fıkıh meselelerinde kendilerine farklı hükümler vahyedilmiştir.) Meryem oğlu İsa'ya insanların en yakını benim , çünkü benimle onun arasında hiçbir peygamber yoktur."
"Şüphesiz ki o inecektir, onu gördüğünüzde , orta boylu, pembe beyaz , kendisine ıslaklık değmese de , başından su damlar (hamamdan yeni çıkmış) gibi , üzerinde açık sarı iki elbise bulunan bir kişi olarak onu tanıyın."
"O (indiğinde) haçı kıracak , hınzırı öldürecek, cizyeyi kaldıracak ve bütün insanları İslâm'a davet edecektir. O'nun zamanında ALLAH-u Tealâ İslâm dışında bütün dinleri yok edecek ve onun döneminde ALLAH-u Tealâ Mesih-i Deccalı helâk edecektir."
"Yeryüzüne öyle bir emniyet (güvence) gelecektir ki yılanlar develerle , kaplanlar ineklerle, kurtlar da koyunlarla beraber otlayacak, çocuklar da yılanlarla oynayacak , yılanlar onlara zarar vermeyecektir."
"Yeryüzünde kırk sene kalacak, sonra vefat edecek, müslümanlar onun cenaze namazını kılacaktır."
(Ahmed ibni Hanbel , No:9281-9638, 3/374, Buhari, Enbiya : 49 , No:3258-59 , 3/1270 , Ebu Davud, Sünnet: 13 ,No:4675, 2/630, Müslim, Fezail:40, No:2365, 4/1837)
"Şüphesiz ki ben , ömrüm uzarsa , Meryem'in oğlu İsa'ya kavuşacağımı umarım. Eğer ölüm bana acele gelirse, içinizden ona kavuşan , ona benden selam söylesin."
(Ahmed ibni Hanbel , Müsned , No:7975, 7976 ,3/158,7983,3/159)
"Ümmetimden bir cemaat hak üzere zahir (yardımcı) olarak kıyamete kadar cihad etmekte devam edecektir."
"Sonra , Meryem'in oğlu İsa inecek ve Müslümanların emiri ona 'Gel bize namaz kıldır' diyecek. O'da 'Hayır ALLAH' ın bu ümmete bir ikramı olmak üzere sizler birbirinize emirlersiniz' buyuracaktır."
(Müslim, İman:71 , No:156, 1/137 , Ahmed ibni Hanbel : Müsned : 14726, 5/113)
"Meryem'in oğlu İsa Dimeşk(Şam-ı Şerif) de beyaz minarenin yanına inecektir.
(Taberani, Mucem-i Kebir:440, 19/196 , 590 ,1/217 , Buhari, Tarih-i Kebir: 1002, 7/233)
"Elbette Mesih (İsa A.S.) bu ümmetten öyle bir takım kavimlere kavuşacaktır ki , onlar sizin gibidir veya sizden daha hayırlıdır."
"Evvelinde ben , sonunda Mesih(İsa A.S.) bulunan bir ümmeti ALLAH-u Tealâ asla rüsvay etmez." (Musannef ,İbni Ebi Şeybe , Cihad :1, No:42, 4/567, Hakim, Müstedrek:4351, 3/43 , Hakim-i Tirmizi , Nevadiru'l- Usûl : 2/93)
"Rum , A'mak veya Dabik'a (Şamda Halep yakınlarında bulunan iki yerden birine) inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Onlara karşı o gün Medine(Halep Şehrin) den yer ehlinin en hayırlılarından bir ordu çıkacaktır."
"Onlar saf tuttukları vakit Rumlar 'bizimle bizden esir alınan (sonradan iman ederek sizinle beraber bizimle harb eden) ların arasını serbest bırakın onlarla harb edelim' diyecekler."
"Müslümanlar da : 'Hayır ! VALLAHi sizinle (din) kardeşlerimizin arasını serbest bırakamayız' diye cevap verecekler."
"Netice de onlarla harb edecek ve (müslümanlardan) üçte biri bozguna uğrayacak , ALLAH onlara ebediyen tevbe nasib etmeyecektir. Üçte biri de öldürülecektir ki onlar ALLAH indinde şehitlerin en üstünü olacaklardır."
"Üçte biri de fethedecekler ebediyen fitnelenmeyeceklerdir. Netice de Kostântiniyyeyi (İstanbul'u) fethedecekler."
"Gaziler kılıçlarını zeytin ağaçlarına asmış ganimetlerini taksim ederken o anda şeytan , aralarında:'Şüphesiz Mesih (Deccal) aileleriniz hakkında sizin yerinizi aldı (memleketinizde bıraktığınız aileleriniz Deccal'in eline geçti)' diye sayha edecek (nâra atacak) , onlar da (İstanbul'dan) çıkacaklardır. Halbuki bu (şeytanın haberidir), batıl (asılsız) dır.
"Şam'a geldikleri vakit (İstanbul'dan Şam beldelerine dönüp Kudüs'e girdiklerinde Deccal) çıkacaktır. Onlar harbe hazırlanıp saflarını düzeltirken namaz ikame olunacak ve Meryem'in oğlu İsa inerek onlara imam olacak (imamları olan Mehdi'ye namaz kıldırmasını emredecek) tir. "ALLAH'ın düşmanı (Deccal) onu gördüğünde tuzun suda eridiği gibi eriyecektir. Onu bıraksa da kendiliğinden helak oluncaya kadar eriyecekse de ALLAH onu (Deccal'ı) Onun (İsa A.S.) eliyle öldürecektir. O da onlara Deccal'ın kanını , süngüsünde gösterecektir." (Müslim , Fiten:9 , No:2897 , 4/2221)
"Ümmetimden iki cemaati ALLAH-u Tealâ ateşten korumuştur. (Onlarda) Hind(istan) ile gaza eden bir cemaat ile , Meryem'in oğlu İsa (A.S.) ile (Deccal'ın harbinde) bulunan cemaattir. (Nesai , Cihat:41, No:3175 , 6/350 , Ahmed ibni Hanbel , Müsned : 22459, 8/326)
"Meryem'in oğlu , Deccal'ı 'Lûdd' ün (Filistin de bulunan Beyt-i Mukaddes'e yakın bir beldenin) kapısında öldürecektir." (Tirmizi, Fiten :62, No: 2244 , 4/515 , Ahmed ibni Hanbel , Müsned:15466-69,5/270)
"Başında ben , sonunda Meryem oğlu İsa , ortasında (sonundan biraz önce) Mehdi bulunan bir ümmet asla helak olmayacaktır." (Ali el Müttaki , Kenzü-l Ummal : 38671, 14/266 ,Münavi, Feyzü'l-Kadir, Şerh-i Camiü's-Sağir : 7384,5/383)
"Huzeyfetübnül Yeman ; Ya Resulullah ! Biz cahilliyyet ve şer içinde idik, ALLAH bize bu hayrı getirdi. Acaba bu hayırdan sonra bir şer var mıdır ? O : 'Evet ' cevabını verdi."
"Ya bu şerden sonra bir hayır olacak mı ? diye sorduğumda , O : 'Evet, ama onda duman olacaktır.'buyurdu."
"Ben: 'Onun dumanı nedir' ? dediğim de , O : 'Benim yolumdan başka bir yol tutan bir kavim ki, onlardan kimini tanıyacak , kimini inkar edecek (yadırgayacak) sın (yaptıkları bazı işleri şeriata uygun , bazısını ise mugayir-zıt bulacaksın)' buyurdu."
"Ben : 'Hayırdan sonra bir şer olacak mı ? ' diye sordum : 'Evet , cehennemin kapılarına çağıran bir takım dellallar (bulunacak ki) kim onlara icabet ederse , onu oraya atarlar (kendilerine uyanı cehenneme götürürler)' buyurdu."
"Ben : 'Ya Resulullah onları bize vasfet (tanıt) ' dedim : 'Onlar bizim kavmimizdendir, bizim dilimizle konuşurlar ' buyurdu. Ben : 'Bu başımıza gelirse , bana ne emredersiniz 'dedim."
"Müslümanların cemaati (kitap ve sünnetle amel eden , ehli sünnet vel cemaat) nden ve imamından ayrılmazsın" buyurdu.
"Bunun üzerine ben : 'Eğer onların cemaati ve imamları yoksa ? ' diye sorunca Resulullah ;
"O fırkaların hepsinden uzaklaş velev bir ağacın kökünü ısırıp (açlıktan o zor ve meşakkatli) haldeyken ölüm sana yetişsin." Buyurdu.
(Buhari, Menakıp:22, No:3411 , 3/1319 , Müslim , İmaret :13 , No: 1847 , 3/1475, İbni Mace , Fiten : 13, No.3979 , 2/1317)
'Resulullah SAV güneş tutulmasından dolayı kıldığı namazı bitirmesinin ardından, ALLAH-u Tealâ' ya hamd-ü senada bulunup : "ALLAH-u Tealâ' dan başka hiçbir ilâh olmadığına , kendisinin de O'nun kulu ve resulü olduğuna" şahitlik ettikten sonra ' :
"Ey insanlar ! Ben ancak bir beşerim ve ALLAH' ın elçisiyim, size ALLAH-u Tealâ' yı hatırlatıyorum. Eğer siz benim , Rabbimin risalâtı (elçilikleri) ni duyurmakta bir şeyi eksik ettiğimi biliyorsanız mutlaka bunu bana söyleyin ki , Rabbimin risalâtını duyurulması gerektiği gibi tebliğ edeyim."
'Bunun üzerine insanlar kalkarak : "Biz senin, Rabbinin risaletlerini tebliğ ettiğine , ümmetine nasihatta bulunduğuna ve üzerine düşen görevi yaptığına şahitlik ederiz." dediler, sonra sustular.
'O zaman Resulullah SAV' : "Şimdi bundan sonra birtakım insanlar , bu güneş ve ayın tutulmasının ve şu yıldızların yerlerinden kaymalarının , yer yüzündeki bir takım büyük insanların ölümü (ne işaret) için olduğunu zannetmektedirler."
"Şüphesiz ki onlar, yalan söylemişlerdir. Velâkin (bunlar) ALLAH' ın ayetlerinden bir takım ayetlerdir ki , kullarından kimin tevbe edeceğini görmek için onlarla kullarını imtihan eder."
"VALLAHi muhakkak ben namaza kalktığımdan beri dünyanız ve ahiretinizde karşılaşacağınız her şeyi gördüm."
"Şüphesiz şân odur ki , VALLAHi otuz kezzap (sahtekar) çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Onların sonuncusu , (ensârdan bir ihtiyarı göstererek) sol gözü Ebu Tihya'nın gözü gibi memsuh (dümdüz) olan şaşı Deccal'dır."
"Şüphesiz ki o ,çıktığı zaman kendisinin ALLAH olduğunu iddia edecektir. Ona inanarak tasdik edip uyana, geçmişte yapmış olduğu salih ameli fayda vermeyecektir. Ona küfredip yalanlayan da , önceki (kötü)ameliyle cezalandırılmayacaktır."
"Muhakkak ki o, Harem (Mekke-Medine) ile Beyt-i Mukaddes dışında yer yüzünün tümüne galip olacak , Beyt-i mukaddes'de müminleri kuşattığı sırada şiddetli bir zelzele ile sarsılacaklar, o sırada aralarında Meryem'in oğlu İsa (A.S.) sabahlayacaktır."
"ALLAH-u Tealâ, Deccalı ve ordusunu hezimete uğratacak, hatta duvarın dibi ve ağacın kökü : 'Ey Mümin ! İşte bu kafirdir, benimle gizleniyor gel onu öldür.' diye nida (seslenecek) edecektir."
"İşte bu anlatılanlar, sizce şanı büyük olan (çok şiddetli ve dehşetli , harikulâde) bir takım işler görünceye ve hatta dağlar yerinden kayıncaya kadar asla meydana gelmeyecektir."
'O zaman siz' "Peygamberiniz bu olup bitenlerden bir şey bahseder miydi ? diye aranızda soruşacaksınız."
"Sonra bunu peşine kabz (umumi ölüm ve kıyametin kopması) vardır." buyurarak eliyle işaret yaptı. (mübarek elini topladı)
(Hakim , Müstedrek, No:1230 , 1/478 ,Ahmed ibni Hanbel, Müsned, No:20198, 7/265, Tahavi , Meâni'l-Âsâr :1/197, Beyheki, Sünen-i Kübra , 3/339, Heysemi , Mecmeu'z-Zevâid: 7/341)
"ALLAH-u Tealâ, Adem i yarattığından beri kıyamet kopuncaya kadar yeryüzüne Deccal fitnesinden daha büyük bir fitne indirmemiştir."
"Ben onun hakkında öyle bir söz söyleyeceğim ki , benden önce hiç kimse o sözü söylememiştir. O,(siyaha yakın) çok esmer , saçı (beğenilmeyecek derecede) çok kıvırcıktır."
"Sol gözü memsuhtur (kaş ve gözünün yeri , alnı gibi dümdüzdür). Gözünün üzerinde (gözbebeğine kadar uzanan) katı bir et vardır."
"Körü ve alacayı iyileştirecek ve 'ben sizin Rabbinizim' diyecektir."
"Her kim Benim Rabbim ALLAH' tır derse, ona fitne (belâ) yoktur. Rabbim sensin diyen ise muhakkak fitnelenmiş (kafir olmuş)tur."
"O , sizin aranızda ALLAH'ın dilediği kadar duracak , sonra Meryem'in oğlu İsa , Muhammedi tasdik ederek , onun milleti (dini) üzere hidayete ulaşmış bir imam ve adaletli bir hakem olarak inecek ve Deccal'ı öldürecektir."
(Taberani , Mu'cem-i Evsat, No:4577, 5/292 , Mu'cem-i Kebir, Heysemi ,Mecmeu'z Zevaid: 7/336,Beyheki , El-Ba's, Süyuti , El Havi: 2/156)
"Ehli Kitaptan hiçbir kimse yoktur ki onun (İsa A.S.) ölümünden evvel ona inanmasın." Nisa-159
Açıklama : "Ehli kitaptan her birine melekler gelerek yüzüne ve arkasına vururlar sonra ona : 'Ey ALLAH'ın düşmanı şüphesiz ki İsa , ALLAH'ın ruhu ve kelimesidir. Sen ALLAH' a iftira ettin ve İsa (A.S.) a inanmayan hiçbir yahudi ve nasrani kalmaz.' "
"Deccal , dinin zayıf zamanında ve ilmin kaybolmaya yüz tuttuğu bir vakitte çıkacaktır." (Ahmed ibni Hanbel, Müsned, No:14959, 5/156, Hakim, Müstedrek, 4/530)
"Kehf Sûresinin başından on ayet ezberleyen, Deccal fitnesinden korunur." (Ebu Davud, Melâhim:14, No:4323,2/520)
DUA :
"Deyin ki : "Ey ALLAH'ım ! Cehennem azabından sana sığınırım, kabir azabından sana sığınırım, Mesih-i Deccal fitnesinden sana sığınırım, hayat ve mematın (yaşamanın ve ölümün) fitnesinden (yaşadığımız müddetçe başımıza gelecek belalardan ve imansız ölme tehlikesinden) sana sığınırım." (Müslim, Mesacid:25, No:590, 1/413)
|