Can yoldaşlarım!
Bu sohbetimizi Pirimiz Gavsı Geylani Hz.lerinin, Fütuhül Gayb adlı mübarek eserinin, "Fihi Mafih"ini, yani içinin içini, özünün özetini; anladığım ve hatırladığım şekliyle sizlerle paylaşıp bitirmek istiyorum:
"Mümin şu üç görevi yaparsa olgunlaşır ve maksuduna ulaşır:
- 1- Allah'ın bütün emirlerini tutmak (Sadece rahatına ve menfaatına uygun düşeni değil)
- 2- Yasakladığı şeylerden uzak durmak (nefsi ve şeytani bahanrelerle bazı haramlara fetva uydurmak değil)
- 3- Hiç kimsenin elindekine göz koymamak...Doğru çalışıp, haline ve nasibine razı olmak.."
"Eğer halkın malına (ve makamına) göz dikmez, sadece Allahtan ister ve
Ona yönelirsen, kötü isteklerin ve nefsanî heveslerin sönmeye başlar ve bu cihadın sonunda Peygamberlerin vekili olursun!"
"Halkı bırakmak; Onların elinde, ne iyilik ne de kötülük yapma imkanı bulunmadığına, hayır ve şerrin, kar ve zarar vermenin sadece Allah'ın taktirinde olduğuna inanmak ve buna göre davranmak demektir"
"Ey insan! Sen ne kendine, ne de sahip olduğunu zannettiklerine malik değilsin!... Sana yakışan, Alah'ın evi olan, gönül kapında bekçilik yapmak:
-Allah'ın beğenip kabul ettiklerini içeri almak ve saklamak...
-Allah'ın sevmediklerine ise; o kapıyı açmamaktır!"
"Kendini; makam ve menfaat gibi basit ve bayağı dünyana mahküm etme!... Damlada boğulma ki, deryaya ulaşasın...ve sonsuzluk mülküne kavuşasın!..."
"Halkı, çevrendeki meyveli ve meyvesiz ağaçlar gibi, kimisinin meyvesi acı, kiminin tatlı olan nebatlar gibi gör!... Eğer onları aşılar ve bakımını yaparsan ve ıslahı mümkün olmayanı yani odun için yaratılanı da kendi haline bırakırsan, rahat edersin"
"Allah'a kulluktan, Onun yolunda yorulmaktan (maddi ve manevi cihattan) daha büyük nimet ve fazilet arama!... Sen Allah'ın hizmetinde olursan, bütün mahlukatın da senin hizmetinde koşacağını unutma!..."
"Allah dostlarına ve hakikat yolcularına saygılı olun!
Çünkü siz leylayı düşünürsünüz, Onlar Mevlayı...
Siz sadece maddeyi düşünürsünüz, Onlar manayı...
Siz dünyayı arzularsınız, Onlar ukbayı...
Siz halka ünsiyet edersiniz, Onlar Hakkı bulup boşamıştır hülyayı...
Sizin kalbiniz yerdekine bağlı, Onlar tavaf eder Arşı Alayı...
Siz rahatınızın ve menfaatinizin peşindesiniz, Onlar daim arar Rabbani Rızayı...
"Halkı, dünya hayatını ve kötü ahlakı bırakıp, eğer Yaratana hürmet, yaratılana şefkat yolunu tutanlarda iseniz: Kendiniz için, insanlardan dilinizle bir şey istemeyin!...
Bunu başarabilirseniz, bu sefer, nefsiniz hesabına, başkalarından kalbinizle de hiçbir şey talep etmeyin... Çünkü kalple istemek, dille istemek gibidir"
"Halkı unutmadan, Halık'a...Nefsi heves ve hevayı bırakmadan ilahi huzura kavuşmak ve huysuzluktan kurtulmak mümkün değildir!.."
"Sana tavsiye:
Sana ihsan ve ikram edilen hiçbir hayrı başkalarına açma... Bunlar dostun bile olsa!.. (Çünkü ya onlar haset eder, ya senin kalbine riya-fesat düşer)
Ve yine seni tecrübe ve terbiye etmek üzere Allah'ın verdiği sıkıntı ve sarsıntılar için Onu kullarına şikâyete ve itham etmeye kalkışma!"
"Cenabı Hakkın izni ve iradesi ve takdiri ilahisi dışında, insanlardan hiçbir şey umma!.. Kalbini onlara bağlama!. Onlardan korkma, ama hor görüp hakarete de kalkışma!.."
"Alah kulunu; imanının derecesine göre imtihana tabi tutar... İmanı yükseldikçe o nispette imtihanı da zorlaşır ve belası artar!"
"Allah'a karşı edepli, kullarına karşı erdemli ol!.. Hak katında her şey ölçülüdür... Hiçbir şeyde gecikme veya öne geçme, eksilme ve ziyadeleşme asla söz konusu değildir. Sabret zamanı gelince, nasibin gelir! Nasibin olmayan şeyin ille de peşine düşmek ve aşırı dert edinmek ise, boş yere zahmet ve gayret çekmektir!"
"Her işinde, tedbiri elden bırakma... Şüpheli şeylere karışma.. Daima dürüst ve açık kalpli ol, doğruluktan ayrılma!..
Daima ve her hususta sabırlı ol ki, şuur bulasın!..
Allah'ın rızasını gözet ki, huzur bulasın!..
Kalbini kötü düşüncelerden muhafaza et ki; nur bulasın!..
Yalandan ve yalakalıktan uzak dur ki; onur bulasın!..
Daima yerinde ve yeterince konuş; çünkü bu, olgunluğa daha yakın..!
Kurtuluş ve emniyet yolarını ara; uçurumlardan sakın..!
Ruhi ve deruni güç sahiplerinin (Hz.Mehdinin ve mürşitlerin) önünde başını eğ ve edebini takın!.
Bu beden cezaevinden ve nefsin esaretinden kurtulup, uslanan ve utanan bir tevbekar tavrıyla: Allah... Allah... Allah! diyerek kulluğunuzu sürdürmeye bakın!..
İşte o zaman; ölmeden evvel ölürsünüz... İlahi Rahmet ve Fazilet deryasına yürürsünüz... Orada tertemiz olunca ve inci mercanla dolunca, ebedi saadet ve selamet yurduna götürülürsünüz...
Herkesin bilemeyeceği hakikat ve hikmetlere ve erişemeyeceği nimetlere ulaştırılır, yerde ve gökte övülürsünüz...Perdeler kalkar, Rü'yetullaha mazhar kılınır, cemalullahı görürsünüz!..."
"Sakın yüzündeki edep, haya ve kanaat perdesini yırtma...Aksi taktirde, halka rezil rüsvay olursun!.
Hayrı ve şerri, izzeti ve rezilliği Allahtan bil.. Böyle yaparsan korunur ve kurtulursun!...
Benlik ve bencillik davasını bırakırsan, herkesin hayrını ve huzurunu arzularsan, boş kuruntuları unutursun!.."
"İşte o zaman halk sana koşar; nur almak için... Halk sana uyar, doğruyu bulmak için... Halk seni arzular, maddi ve manevi bataklıktan kurtulmak için!..."
"Ama halkın bu meyil ve muhabbeti seni aldatmaz, gururlandırmaz... Onların sevgi ve saygı gösterisi, seni yoldan çıkarmaz... Onların seni övmeleri, elini eteğini öpmeleri, kendini olduğundan fazla görmene yol açmaz!.. Çünkü sen; kulluğunu ve kusurunu asla unutmaz, rahmet kapısında boyun büküp durusun!.."
"Hz Peygamber efendimizin:
"Zaman gelir ki; fakirlik, kafirliğe yaklaşır!.."
Hadisi şerifi, hem fertler, hem milletler için geçerlidir...
Hem maddi fakirliğin, hem ilmi fakirliğin, hem imani ve ahlaki fakirliğin, insanları küfre ve kötülüğe mahküm edeceğinin işaretidir"
"Yine Hz. Nebiyi Zişan Efendimiz:
"Bir kimse, hem hayat boyu devamlı öğrenir, öğrendiğini başkalarına da öğretirse... Hem de öğrendikleriyle amel ederse, ona meleküt aleminde AZİM ismi verilir (ve insanları irşatla görevlendirilir)"
"Takdire ve ilahi taksime rıza göstermemek, Ona itiraz ve isyan manasına gelir. Allah'a isyan ve itiraz edenlerin ise; değil Hakka ulaşması, iflah olması bile mümkün değildir!"
"Unutmayın!.. Allah Azze ve Celle Hazretleri, ahiret niyetine göre, dünyayı verir..Ama, dünya niyetine göre ahireti vermez!.. (Yani ahiret ve dine hizmet hesabına kullanmak üzere, dünyalık imkan isteyenlere bunları verir ama, dinini ve davasını, dünya için istismar edenlere ve gösteriş için ibadet ve hizmet edenlere, ahiret vermez!"
"Hiç kimseyi ve hiçbir dünya nimetinden dolayı sakın haset etme!..
Ama ilim, ibadet ve fazilet ehline imrenmek ve bunları Rabbinden istemek güzeldir.
Hasetçi insan şuna benzemektedir:
Büyük bir padişahın, ülkesini, askerini, hazinesini ve hakimiyetini görüp, onu kıskanmıyor... Ama o sultanın, kullarına ve katırlarına bekçilik eden köpeklerine katılan ve onların artıklarıyla karnını doyuran bir sokak itini kıskanıyor!.. Onu kaçırtıp yerine geçmek ve köpek artıklarıyla kendisi geçinmek istiyor!..
İşte bu akılsızlığın en alçak derecesidir!"
"Bir kudsi hadiste şöyle buyrulur:
"Benim zikrimle (ibadet ve hizmetimle) uğraşıp, benden bir talepte bulunmayan kuluma; devamlı dua edip ihtiyaçlarını arz eden kimseden daha çok ihsan ve ikramda bulunurum."
Başka bir Kudsi Hadiste:
"Ey ademoğlu! Ben, Allahım!.. Bir şeye "ol" dersem hemen meydana gelir... Eğer sen de bana iman ve itaat eder ve başka her şeyi kalbinden silersen, sana da tarafımdan, istediğini yapabilme gücü verilir!..."
"Sevgiliden, muhabbetinden gayrısını istemek, yalancılık sayılır... Ve hele, sevgili için yapılan bir işten dolayı gidip kendisinden ücret istemek, ayıptır ve aşağılıktır!..
Bundan daha adisi ise; Yüce sevgiliye hizmet ettiği için, cüce kişilerden hürmet ve ücret istemeye kalkışmaktır!.."
"Sadık iman ve ihlas sahibi odur ki: Ölüm gelip Allah'ın huzuruna vardığı zaman; kılıcından nefsinin kanı damlaya!.. Ve bu cehdi ve cengaverliği hatırına ebedi cennete ve rüyete ulaştırıla!.."
Bazı Hakk dostları, insanların ıslahı ve iflahı için, Hz.Ali gibi, mert ve sert konuşurlar!..
Allahu Taala Hz.leri, bazı sevdiği ve seçtiği kimseleri; diğer kişilerin bazı kabahat ve kusurlarına ve gizli nifaklarına vakıf kılar... Söyledikleri yalanlarını, İşledikleri haramlarını, riyakârlık ve sahtekârlıklarını; feraset nuruyla sezer ve anlar... Kardeşlerini tedavi ve terbiye etmek; münafıkları ise deşifre edip tahribatını önlemek üzere, onlara bağırıp kızar... Ve bütün bunları, sadece Alah için yapar. Fasıkların kötülüklerini, münafıkların gizli küfürlerini bir bir sayıp ortaya koyar!..
-Böyle Müslümanlık olmaz! Böyle Allah'a varılmaz! Bu samimiyetsiz bir iddiadır!..
-Bu işleri yaptıran ve sizi aldatan şeytandır. Şeytan da en açık düşmandır!..
-Yapılan bu işler, münafıklıktır... Münafıklar ise inkarcılardan daha aşağıdır!...
Şeklinde, kardeşlerini ve münafık kişileri uyarır... Zalimlere ve hainlere karşı şiddetli ve cesaretli bir tavır takınır...
Bu durumları, Onun "veli"liğine ve ilmine aykırı ve yanlış bulanlar, aldanmaktadır. Çünkü, tam aksine, bu tavır, onun (ricalullah-Allahın erkeklerinden) bir evliya olduğuna delil sayılır!..."
"Sana: Kibirli zenginlere ve gafil makam sahiplerine karşı vakarlı, ama fakir ve kimsesizlere karşı ise duyarlı ve dikkatli olmanı tavsiye ederim.
Bunun gibi: İslam ve insanlık düşmanı kimselere karşı mert ve metin, ama mazlum kişilere ve müminlere karşı merhamet ve muavenet içinde olmanı öğütlerim"
"Eğer yapabilirsen, dünyada şu iki şey sana yeter:
1-Fakir ve garibanlara ilgi, destek ve gönüllerini hoş etmek üzere sohbet.
2-Allah dostlarına (insanlara hizmet sevdalılarına ve hak dava adamlarına) hürmet ve hizmet..!"
[1] Bak. 28. Mektup 3. Mesele 3. Nokta
[2] Bak. Gönül İncileri Tercüme: Celal Yıldırım 2. Baskı Bahar yayınları Sh:54-56
[3] Bak. İlahi Armağan-Tercüme Abdülkadir Akçiçek 4.Baskı Rahmet Yayınları sh:303
|